gurkan.altmisdort @ havadis.at

Uzun süredir konu ile ilgili bir şeyler yazıp yazmamakta kararsızdım aslında. Ancak son günlerde artan tepki ve telkinler nedeniyle bir kaç cümle yazma ve kendimi ifade etme gereği duydum. Öncelikle açık bir şekilde belirtmeliyimki, yazdıklarım sadece ve sadece şahsımı bağlar ve tamamen kendi düşüncelerimdir.

Konumuz, tabikide Koronavirüs ve akabinde gelmesi muhtemel aşı ve bu aşının süreci. Bunun ile birlikte, gazetemiz ile ilgili gelen yorum ve iddialara cevap hakkımız doğduğundan ve her yoruma teker teker cevap verme imkanımız olmadığından bu yazıyı kaleme alma gereğini duydum.

Yaşamış olduğumuz olağan dışı bir süreç var. Kabul edelim yada etmeyelim, inanalım yada inanmayalım, bu Korona denen illet hepimizin hayatını bir şekilde etkiledi. Her birey ikamet ettiği yer neresi olursa olsun, bu doğrultuda yaşamış olduğu ülkenin açıklamış olduğu önlemlere uymakla mükellef. Burda kendi sağlığı kadar toplumun sağlığınıda göz önünde bulundurarak hareket etmek hem vicdani hemde mecburi bir durum. Her bireyin konu ile ilgili bir fikri olduğu gibi, benimde naçizane bir fikrim olduğu mutlak. Ancak, bir gazete olarak paylaşmış olduğum haberler kendi fikir ve algılarımdan ziyade, bilgi, belge ve bilimsel araştırmalar dahilinde olmak zorunda. Bunun bilinci ile hareket ederek, şahsi duygu ve düşüncelerimi katmadan gündemde olan konu ve araştırmaları okuyucularımıza aktarmak ile mükellefim.

Sevgili arkadaşlar, nasılki bir cerrahın onlarca yıl okuyup insan bedeni hakkında binlerce bilgiye sahip olmasına rağmen, işe giderken kullandığı aracı arızalandığında, aracını tamirhaneye götürmesi gerekiyor ise, aynı şekilde bir aracın motorunu son cıvatasına kadar söküp tekrar takan bir ustanın, bir bademcik ameliyatı için cerrahın bilgi ve becerisine muhtaç olduğunu unutmayalım. Her ikiside, uzman, ancak kendi işlerinin uzmanları. Ne yıllarca okuyan cerrah, aracının tamiri esnasında ustaya işi ile ilgili müdahelede bulunur, nede usta bir bademcik ameliyatı öncesi cerraha, ne kadar narkoz gerektiği ile ilgili fikrini belirtir. Belki, her ikisininde bir birlerinin mesleği ile ilgili bir fikri bir düşüncesi vardır, ama sonuç itibariyle herkes işinin uzmanıdır.

Bu bağlamda, tabiki bizlerinde Korona ile ilgili bir fikri vardır. Yaşadıklarımız, duyduklarımız, okuduklarımız, hayat tecrübelerimiz bizi konu hakkında fikir sahibi yapar, ancak uzman yapmaz. Ben, birey olarak dost sohbetlerinde konu ile ilgili fikrimi beyan edebilir, tartışabilirim. Ancak yaptığım haberlerde bilimsel ve uzman kişilerin verilerine, araştırmalarına göre yazmak durumundayım.
Şahıs olarak, kimsenin aşı olup olmaması ile ilgili bir paylaşımda bulunamam. Ancak, eğer toplumun sağlığı ve güvencesini ilgilendiriyorsa ve bu doğrultuda bir çalışma varsa bunu gazete olarak duyurmayı görev olarak addediyorum. Zira, bu araştırmalar ve bilgiler dahilinde bir karar vereceğimiz aşikar. Uzmanlar, insanlığı ilgilendiren konu hakkında gece gündüz araştırmalar yaparken, adeta zaman ile yarışırken, benim çıkıp sadece “Aşıya inanmayın” diye yazmam ne kadar hakkaniyetli olur. Böyle bir açıklamam o insanların tüm çabalarına saygısızlık olmazmı? Aşıya inanmayın derken, buna bir delil, bir çalışma, bir kanıt göstermem gerekmezmi?

Ve gelelim yazımın başlığına; Hiç çevrenizde, akrabalarınız arasında bu illet nedeniyle hayatını kaybeden oldu mu? Olmadıysa, Virüs nedeniyle babasını, annesini, kardeşini yada dedesini kaybetmiş insanlara, virüsün olmadığını, akabinde aşının da gereksiz olduğunu nasıl anlatabilirsiniz? Böyle bir açıklama bu insanlara, bu insanların acılarına saygısızlık olmaz mı?

Tabiki endişelerimiz, kaygılarımız olacak, bu insani bir durum. Tabiki tartışıp önemli hususlar hakkında fikir sahibi olacağız, ancak bunu, birilerini birşeyler ile itham ederek, yada hakaret ederek yapmamalıyız. Bunun ne sizlere nede bizlere bir getirisi olmadığı aşikar.

Sıklıkla Korona haberleri paylaştığımız ile ilgili gelen tepkileri anlamaya çalışıyorum, ancak bu virüs şu an için hayatımızın adeta bir parçası halindeyken, sizlere Çin’de devrilen bir pirinç çuvalının haberini paylaşmak içimden gelmiyor. Bu bağlamda anlayış ve biraz empati beklemek naçizane hakkımız diye düşünüyorum.

Bu vesile ile, koronasız sağlıklı günler diliyor hepinizi Allah’a emanet ediyorum.

Selam ve Dua ile,

Gürkan Altmışdört