gurkan.altmisdort @ havadis.at

Hayat, derinliklerinde sonsuz anlamlar barındırsa da bir o kadar kısa ve belirsizdir. Her anı, bir başka fırsatın habercisiyken, öfke ve kibirle harcanan zaman aslında yaşamın en değerli sermayesini tüketmekten başka bir şey değildir. İnsanlık tarihinde, kibrin ve nefretin daima yıkıcı sonuçlar doğurduğuna tanık olduk. Oysa her büyük medeniyetin temelinde affetme, hoşgörü ve sevgi yatar.

Kibrin doğası gereği, insanı olduğundan daha üstün görmeye sevk ettiği bilinir. Ancak bu yanılsama, yalnızca kendi içimize ördüğümüz bir duvar gibidir; başkalarına ulaşmamızı engeller, sevdiklerimizle aramızda aşılmaz mesafeler yaratır. Kimi zaman bu mesafeyi yaratan yalnızca bir sözcük, basit bir hata ya da yanlış anlaşılma olabilir. Ancak asıl mesele, bu mesafeyi kapatma cesaretini gösterebilmekte yatar.

Hayatın geçiciliği üzerine düşünelim. Hiçbirimizin bir dakika sonrasına dair mutlak bir garantisi yokken, kırgınlıkların, öfkelerin ya da gururun yükünü taşımak ne denli anlamlı olabilir? Üstelik hepimiz aynı döngünün içinde yer alırız: Doğar, öğrenir, sever ve sonunda aynı toprağa karışırız. Bu bağlamda, kimsenin kimseye üstünlüğü olmadığını kabul etmek, insan olmanın asaletine yakışan bir tavırdır.

Affetmek üzerine düşünmek, insanın kendisiyle yüzleşmesidir aslında. Affetmek yalnızca bir diğerine şans tanımak değil, kendi ruhumuza da bir özgürlük armağanıdır. Kırgınlıklar, ruhumuzu kemiren ağırlıklardır ve onları sırtımızdan indirmek için cesur olmak gerekir. Dostluk ya da sevgi adına bir kez daha kapı çalmak, belki de dünyadaki en büyük zarafettir.

Klasik düşünürler, sevginin her zaman en güçlü bağ olduğunu söyler. Çünkü sevgi, insanı sadece bir başkasına bağlamakla kalmaz, aynı zamanda insanın kendi varlığıyla uyum içinde yaşamasını sağlar. Sevgi, karşılıklı anlayış ve paylaşım demektir. Öyleyse, geçmişte yaşananları bir kenara bırakıp, yeniden başlama cesaretini göstermek neden bir zayıflık olarak algılanır?

Sevdiğiniz bir kişiyle aranızdaki mesafeyi bugün azaltmayı düşünün. Belki sadece bir telefon, belki birkaç cümle yeterli olacaktır: "Hata yapmış olabiliriz, ama birbirimizden vazgeçmeyelim." Çünkü hayat, büyük hedeflerin ve küçük hırsların arasında kaybolacak kadar uzun değil. Bir adım atmak, sevginin yeniden doğmasına olanak tanır.

Hadi, ona bir şans verin. Çünkü her insan, sevginin gücüyle yeniden şekillenebilir. Hayatı kibrin gölgesinde değil, sevginin aydınlığında yaşamayı seçelim.

Hadi, ona bir şans daha ver. Çünkü sevgi her zaman kazanır. 

Gürkan Altmışdört