Değerli dostlar. Viyana sokaklarını gezerken şehrin birçok bölgesinde Osmanlı'nın 1. ve 2. Viyana kuşatmalarından geriye kalan birçok anıt, figür ve heykelleri görmeniz mümkündür. Bunlardan bazılarını daha önceki yazılarımda bu sayfadan paylaşmıştım. Tarihte aramızda bazen dostça, bazen de savaşlarla geçen yıllara rağmen Avusturya devleti 1. ve 2. kuşatmalarla ilgili olarak Osmanlı'dan geriye kalan anıt, yazı ve diğer mirasları korumaya ve sergilemeye özen göstermektedir. Viyana sanki bir açık hava müzesi gibi geçmiş tarihe ışık tutmaktadır.
Örneğin; şehrin 3. bölgesindeki Arsenal Askeri Tarih Müzesinde Osmanlı'dan geriye kalan çeşitli eşya ve figürler, yine 1. ve 2. kuşatmalar sırasında Osmanlı askerleri tarafından atılan ve şehrin çeşitli bölgelerine isabet eden taş gulleler, 7. bölgedeki Kara Mustafa Paşa heykeli, 1. Bölgede bulunan Çerkez Dayı heykeli, 1. Bölgede Stephansdom kilisesinin arkasında bulunan Yeniçeri heykeli, 4. bölgedeki elinde bir tepsi ile Türk kahvesi servisi yapan Kolschitzky heykeli ve daha onlarcası bunlardan bazılarıdır. Çerkez Dayı'dan bahsetmeden önce Kanuni Sultan Süleyman'ın 1. Viyana Kuşatmasının nedenleri ve sonuçları hakkında tarihe ilgi duyan dostlarıma kısaca bir özet sunmak istiyorum.
Kanuni Sultan Süleyman ve Osmanlı ordusunun Viyana'yı kuşatmasının başlıca sebebi; Avusturya Arşidükü 1.Ferdinand Macaristan'da Budin'i işgal edince Macar kralı Janos Szapolyai Osmanlı İmparatorluğundan yardım istemişti. Bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman (Muhteşem Süleyman) 10 Mayıs 1529 tarihinde 100.000 kişilik bir ordu ile İstanbul'dan yola çıkarak 20 Haziran'da Sofya'ya ve 18 Ağustos'ta Mohaç Ovası'na ulaşır. Bu arada Szapolyai ve 6.000 Macar askeri de orduya katılır ve burada Macar kralı Janos Szapolyai padişahın elini öper. Eylül'de Budin'i kuşatan Kanuni Sultan Süleyman, teslim teklifinin reddedilmesi üzerine şiddetli bir muhasara savaşına başlar. 8 Eylül'de Budin kalesinin kapılarından biri ele geçirilip genel hücum başlatılınca, ümit kalmadığını anlayan müdâfiler, hayatlarına dokunulmamak şartıyla Budin'i ve kaleyi teslim etmek isterler. Elbasan sancakbeyi Hasan Bey'i Budin'de muhafız bırakan Kanunî, 12 Eylül'de Budin şehrinden ayrılarak Viyana üzerine yürür.
Bu arada Ferdinand'in adamları tarafından kaçırılmak üzereyken ele geçirilen Macar kraliyet tacı, Yeniçeri sekbanbaşısı tarafından Janos Szapolyai'ye giydirilir. Bütün bu savaş ve çatışmaların en ön saflarında yürüyen bir kişi vardır ki; O'da '' İ'la-yı Kelimetullah'' sancağını (İslam dinini yayma sancağı olarak da bilinir) sefer sırasında bir an olsun elinden bırakmayan, cesur ve kahraman Yeniçeri askeri ''Çerkez Dayı'' bulunmaktadır.
Kanunî Sultan Süleyman, 22 Eylül 1529 tarihinde Avusturya sınırını geçer. 27 Eylül'de Viyana önlerine gelen ordu Avusturya Arşidüklüğünün, başkenti Viyana'yı kuşatmaya başlar. Kaleyi muhasaraya başlayan Kanunî Sultan Süleyman, on yedi gün boyunca şehri döverek, şehrin surlarını iyice tahrip etmiştir. Ünlü seyyah Evliya Çelebi'nin anlattığına göre Çerkez Dayı; kimi zaman atının üzerinde, kimi zaman da yürüyerek Osmanlı tarihinde bir sefer sırasında ilk defa '' İ'la-yı Kelimetullah'' sancağını (İslam dinini yayma sancağı olarak da bilinir). elinde taşıyan yeniçeri süvarisidir. Bu kuşatma esnasında atılan taş gulleler nedeniyle Viyana surlarında açılan bir gedikten ok gibi fırlayan bir yeniçeri grubunun başında Çerkez Dayı bulunmaktadır.
Ardına bile bakmadan elindeki uzun kılıçla kahramanca savaşan Çerkez dayı bir süre sonra Viyana sokalarında tek başına kaldığını anlar.
Çerkez Dayı Viyana'nın şimdiki 1.bölgesindeki Strauchgasse ve Heidenschuss sokaklarının kesiştiği köşede bulunan binanın olduğu yerde şehit edilmiştir. Avusturya Arşidükü 1.Ferdiinand haberi duyduğunda bu tek başına kılıcı ile kahramanca mücadele eden Yeniçeri askeri Çerkez Dayı'nın atı ile birlikte, askeri usullere göre öldüğü yere mumyalanarak gömülmesini emreder. Çerkez dayı ve atı mumyalanarak bir heykeli yapılır. 18.yüzyıla kadar kalan o heykel daha sonra kaldırılarak şimdiki ''atın üzerinde, kılıçlı, zırhlı ve sarıklı Çerkez Dayı'nın' küçük bir heykeli yapılır. Yine Evliya Çelebi'nin naklettiğine göre Çerkez dayı'nın şehit edildiği o yere tarihte''Çerkez Dayı Meydanı'' adı da verilmiştir.
1.Viyana kuşatması uzuyor; yaklaşan kış aylarının tahrip edici etkisi, askerin yiyecek ve içeceklerinin tükenmesi ve beklenen top mühimmatının gecikmesi Osmanlı ordusu için kuşatma şartlarını zorlaştırıyordu. Kanuni Sultan Süleyman ayrıca çevreden aldığı bazı istihbaratlar sonunda başta Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu ve diğer ülkelere ait orduların toplandığını duyunca ordusuna kuşatmayı kaldırma emrini verir. 16 Ekim'de Viyana önlerinden hareket eden ordu-yı hümâyûn, önce 25 Ekim'de Budin'e, 16 Aralık'ta ise İstanbul'a döner. Çerkez Dayı'nın heykeli Viyana'nın 1.bölgesindeki Schtraucgasse ve Heidenschuss köşesindeki binanın üzerinde hala kahramanca durmakta ve ben buradayım der gibi bakmaktadır.
Çerkez dayı'nın başka bir hikayesini ise Avusturyalılar şöyle anlatmaktadır. 1.Viyana kuşatması sırasında atılan taş gulleler nedeniyle şehri çevreleyen surlar yıkıldıktan sonra Çerkez dayı öncülüğünde bir grup yeniçeri askerleri şimdiki heykelin bulunduğu bölgeye gelirler ve şehrin altında kanallar açarak ilerlemek isterler. Fakat unuttukları bir şey vardır. O sırada orada bulunan ve geceden, sabaha kadar ekmek çıkartan fırın işçileri yer altından gelen bir takım sesler duyar. Hemen Avusturya askerlerinden yardım isterler ve kendileri de bu çatışmaya dahil olurlar.
Çatışma sırasında Çerkez dayı komutasındaki askerler şehit olur ve Çerkez Dayı da geride hiç kimsenin kalmadığını bildiği halde kılıcı ile çatışmaya devam eder ve O'da orada şehit olur. Çerkez Dayı'nın heykeli Viyana'nın 1 .bölgesindeki Schtraucgasse ve Heidenschuss köşesindeki binanın üzerinde hala o günleri hatırlatırcasına durmakta ve ben buradayım der gibi bakmaktadır. Çerkez Dayı'nın şehit olduğu yerde ise günümüzde bir ekmek fırını bulunmakta ve fırının içerisinde bu olayı anlatan bir yazı, büyük bir çerçeve içerisinde yerini almaktadır.
Sevgi ve saygılarımla. Viyana. 15.05.2025. mk.