muammer.kelesoglu @ yahoo.com

Değerli dostlar. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra demokrasiye geçiş süreci başlamıştı. Yeni devlet, yeni partiler, yeni liderler, yeni siyasi oluşumlar ve yeni görüşler ortaya çıkıyordu. O yıllarda para yok, sanayi yok, fabrika yok, tarım yok, ziraat yok. Su yok, elektrik yok, varsa da kesintilerle veriliyor. Yağ yok, tuz yok, şeker yok mazot yok, elinde olanlar da stok yapıyor, zabıta bakkalları basıyor. Ekmek, tuz ve yağ kuyrukları uzadıkça uzuyor. Hastane yok, ilaç yok, doktor yok, yol yok. Yıllık enflasyon her yıl %100'ün üzerinde. Bankerler bakkal dükkanı açar gibi açılıyordu. Bu günleri biz yaşadık, hiç kimse inkar edemez. Ünlü politikacı Süleyman Demirel'in o günleri özetleyen şu sözleri hiç unutulmaz ''Mazot var da biz mi içtik''.!

Öğrencilik yıllarımda 4 yıl çalıştığım Cerrahpaşa Hastanesinde büroda paltoyla oturduğumuz ve üşüyerek çalıştığımız o günleri hiç unutamam. O yıllarda herkes yaşam mücadelesi veriyor, evine ekmek götüren, o gün karnını doyuran, çocuğuna bayramlık alabilen insan mutlu sayılıyordu. Büyük abilerimizin pantolon ve elbiseleri kısaltılıyor, ayakkabılar ''seneye de giyer'' diye bir numara büyük alınıyordu. Yırtık ayakkabılar ise çivi çakılarak tamir ediliyor yada dikiliyordu. İlkokullarda sınıflara girmeden önce öğretmenler tarafından çocukların üzerlerinde bit, pire ve tahtakurusu aranırdı. Türkiye'nin durumu maalesef her tarafında böyleydi. Ülke olarak fakirdik ama mutluyduk. Hiç olmazsa terör yoktu, sağcı-solcu, Türk-Kürt, Alevi-Sünni ayırımı yoktu ve bilmezdik. Daha yazacak çok şey var ama uzatmak istemiyorum.

O yıllarda Türkiye üzerinde gizli bir Amerikan hayranlığı yerleştiriliyordu.! Ülkemizde çeşitli Amerikan yardımlarının dağıtıldığını duyar olmuştuk. Hatta hatırladığım kadarıyla Adana'da ilkokullarda öğrencilere Amerikan süt tozundan yapılmış sütler dağıtılırdı, Amerikan bezleri kapış,kapış giderdi. Amerikalı artistlerin oynadığı çeşitli filmler sinemalarda gösterilirdi. Çocuklar boş zamanlarında Texas, Tommix, Zagor ve çeşitli Amerikan kitaplarını okurdu. (Hatta kitabı okuması 10 kuruş, resmine bakması 5 kuruştu). Adana'nın her yerinde Ford, Cadillac ve Chevrolet markalı geniş ve kanatlı Amerikan arabalarını görürdük. Amerikan şirketleri sanayide, ziraatta, üretimde, bankacılıkta ve aklınıza gelen her yerde örümcek ağı gibi kendisini yerleştiriyordu. Amerikan ve Nato askeri üsleri kuruluyordu. Askerimizin uçağı, silahı, bombası, askeri malzemesi vs. her şeyi Amerika'dan geliyordu. Bunları istediği yerde kullandırıyor, istemediği yerde engelliyor veya ambargo koyuyordu. 1974 Kıbrıs Barış Harekatını yaptığımız ve haşhaş ektiğimiz için Türkiye'ye 10 yıl ambargo koymuştu ve başka ülkelere de çeşitli ambargolar koydurtmuştu. Kurtuluş savaşını; ülkenin batısından-doğusuna, kuzeyinden-güneyine, kadınından-erkeğine, yaşlısından, gencine, tüm Türk Milleti canları ve kanlarını pahasına kazanmış ve Türkiye Cumhuriyetini kurmuş ama Türk milletini gizli tuzaklar bekliyordu. Bakın neler neler oldu.!!

Dostumuz.! Amerika; Türkiye'nin o zamanki adıyla Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile yakınlaşmasını istemiyordu. Çünkü; İsrail, Filistin, Kürdistan planları ve ayrıca S.S.C. Birliğini dağıtma projeleri vardı ve dağıttı da.! S.S.C.Birliği'nin İran, Irak, Suriye ve Mısır ile arası çok iyi idi. Zamanla bu ülkelerin hepsinde yönetimleri devirdi. Sovyetler Birliğinin sıcak denizlere (Akdeniz) inmesini, Arap yarımadasındaki petrole ulaşmasını önlemek için Türkiye'de bir sağ-sol çatışması planladı ve bu plan en az 20 yıl sürdü. Artık herkes ''ne olacaksa olsun denildiği bir sırada'' 1980 Eylül ayında o zamanki Genelkurbay başkanı Kenan Evren'e darbe yaptırılarak bu gidişe son verildi. Amerika'nın ise 'Bravo, bizim çocuklar çok iyi iş başardı'' dediği gazetelerde yer aldı. Bu arada Türkiye'nin onayı ile Yunanistan'ın da Nato'ya alınması sağlandı. Amerika, Türkiye'yi köşeye sıkıştırmaya devam ediyordu. Bu arada bir de uydurma ''Ermeni soykırımı'' planlarını devreye sokmuş, kurduğu veya kurdurttuğu örgütlerle onlarca diplomatlarımızı şehit etmiş, katliamlar yaptırmış, Türkiye'yi karıştırmak için ülkede siyasi ve faili meçhul cinayetler, katliamlar işlenmiş, Türkiye'nin aleyhine filmler yapmış (Geceyarısı Ekspresi vs) ve batı medyasını kullanmış, Türkiye'yi dünyanın gözünde zor durumda bırakmıştı.

Bu yetmediği gibi; yıllarca Yunanistan, Batı Trakya, 12 adalar, 12 mil ve Kıbrıs sorununu hep sıcak tutmuş, Ege adaları ve komşularımızda askeri üsler kurmuştu. Ege denizindeki bir tatbikatta ise bir askerimizi şehit etmişti. Dostumuz Amerika Irak'ta askerimizin başına çuval geçirmiş, bin yıldır Anadolu'da birlikte yaşadığımız Alevi ve Sünni vatandaşlarımız arasında çatışmalar çıkartmış, katliamlar yaptırmış, Kürt vatandaşlarımızın bir kısmını devletimize karşı ayaklandırmış, malum terör örgütünü kurmuş, beslemiş ve tam 40 yıldır 50 binden fazla askerimizin ve vatandaşımızın şehit olmasına neden olmuş ve son olarak da kurduğu bir dini örgüt ile Türkiye'de olaylar çıkartmıştır. Yıllar önce kim derdi ki bütün bunları ''dostumuz ve Nato müttefikimiz'' Amerika bize yapacaktı?

Dostumuz.! Amerika; yukarıda saydığım çeşitli olaylarla Türkiye'yi 60 yıldır meşgul ederken, Türkiye'nin büyümesini önlerken, son 2 yıldır da meydana gelen ve önceden planlanmış Rusya-Ukrayna savaşı ile Rusya'yı, Çin-Tayvan sorunu ile Çin'i meşgul ederek, Ortadoğudaki savaşa bulaşmalarını önlemiş, İsrail üzerinden Gazze - Lübnan ve Suriye'de onbinlerce insanı öldürtmüştür, Artık başta Irak, Suriye, Lübnan ve Ortadoğu yarımadasındaki petrolün tamamını yutmuş ve ele geçirmiştir. Suriye'de de aynı Libya ve Irak'ta olduğu gibi kendi adamlarını başa getirmiştir. Ama bu ülkelerde de hiçbir zaman huzur olmayacaktır.! Bugünlerde ise kendi kurduğu, beslediği, yıllardır kullandığı, işi biten terör örgütlerini dağıtmayı, fişini çekmeyi devreye sokmak istemektedir. Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün ve Filistin (Gazze) gibi Ortadoğu ülkelerinde savaş nedeniyle meydana gelen her türlü yıkımın onarma görevini ise Türkiye'ye bırakmıştır. Amerika bu; başta Türkiye ve dünya üzerindeki planları, projeleri, senaryoları hiç bitmez ve bitmeyecektir de.! Terör Örgütlerinin adını değiştirerek dağıttığı ve kapattığı örgütlerin yerine gelecekte başka bir isimde mutlaka yeni örgütler kuracaktır. Çünkü önümüzdeki yıllarda İran, Rusya ve Çin'i parçalama projeleri durmaktadır. Bugün İsrail'in Gazze, Lübnan ve Suriye topraklarında öldürdüğü onbinlerce masum insan Amerikan'ın desteği ve bombalarıyla öldürülmektedir. Hiçbir devlet yada uluslararası örgüt bunu önleyememektedir. Ortadoğu'da projeler Amerika'nın istediği şekilde tıkır tıkır işlemektedir.
Son günlerde ise dostumuz Amerika.! Apo ve Demirtaş'ın serbest bırakılmasını, siyasete katılmasını ve malum örgütün dağıtılmasını istiyor. Amerika isteyince nasıl da tıpış tıpış gidiyorlar ve kapılarda karşılanıyorlar.! Merak etmeyin sırada başkalarına da af gelebilir. Yine Demirel'in dediği gibi ''Dün dündür, bugün bugündür'' denir.! Madem ki bu tiyatro böyle bitecekti, neden bu millet bu kadar acı çekti.? Ölen veya şehit olan insanların ailelerinin ve çocuklarının yüzlerine nasıl bakacaksınız? Bunca yıldır 50.000'den fazla insan neden öldü ve şehit oldu? Bin yıldır yaşadığımız şu Anadolu topraklarında dil, din, ırk, mezhep ayırımı yapmadan, 85 milyon kardeşçe ve dostça yaşamamız, çocuklarımıza ve torunlarımıza güzel bir vatan ve güzel bir gelecek bırakmak; bu oyunlara gelmemek çok mu zordu? Kim suçlu.? Son söz: Amerika'nın Türkiye üzerindeki oyunları hiç bitmez, aldanmayalım.!

Sevgi ve saygılarımla.

Viyana. 09.01.2025. mk.