muammer.kelesoglu @ yahoo.com

 Viyana'da bir tramvay yolculuğum sırasında, tramvayda asılı duran küçük bir ekranda ''Namenlosen Friedhof '' yazısı gözüme ilişti. Merak ettim ve eve gidince hemen bilgisayarımı açıp, buldum. Önce; acaba ''Kimsesizler-sahipsizler mezarlığı'mı?'' diye düşündüm ama gerçekten ''İsimsizler mezarlığı'' olduğunu anladım. Bu mezarlığı ilginç kılan şey ise; sadece Avusturya'da değil, dünya'da tek '' Nehir mağdurlarına'' ayrılmış bir mezarlık olmasıymış. Viyana belediyesinin paylaştığı bilgilere göre ise; İsimsizler Mezarlığı'nı bulmak kolay değil.! Çünkü; biraz karışık ve tehlikeli bir bölgede bulunuyor. Mezarlığa giden yolun kenarındaki sadece birkaç tabela, Alberner Limanının ortasında ve Tuna nehrinin (Donaukanal) 1.918 kilometresindeki bu yeri gösteriyor. 1939 yılına kadar, Tuna nehrinin su girdabında çürümüş ağaç parçaları ve yaklaşık 600 insan cesedi bu bölgeye girmiş ve sıkışıp kalmış. 1940 yılına kadar ise herhangi bir şekilde öldürülen insanlar, bazı kaza mağdurları ve faili meçhul kriminal olayların mağdurları için burası onların 'son dinlenme yerleri' olmuş. Burada gömülü olanlar çoğunlukla buraya değişik ülkelerden Tuna nehri yoluyla gelen ve hemen gömülen; İsimleri, neden ve nasıl öldükleri bilinmeyen kadın, erkek, çocuk, yaşlı ve genç insanlar.

Mezarlıkta dövme demirden yapılmış basit haçlar nehrin kurbanlarını anan tek tanıklarıdır. Bazen; haçların üzerinde genellikle elle yazılmış bir işaret olabiliyor. Mesela; "İsimsiz", "bilinmiyor", "erkek", "kadın" ve belki de cesedin kıyıya vurduğu tarih yazıyor olabilir. Sadece birkaç mezarda bu insanların nasıl öldüğüne dair bilgi bulunuyor. '' İsimsizler Mezarlığı'' 2 bölümden oluşuyor. Mezarlığın eski alanı bugün pek görülmemektedir. Ağaçlar ve çalılıklar mezar alanını kaplamış durumda. Mezarlığın bu kısmı defalarca sular altında kalmış. Nehir kıyısında bulunan orman bugün o mezar alanını tekrar içerisine geri almış bir durumda. Geçmişte kıyıya vuran cesetler bu yüzyılın başına kadar mezarlığın bu kısmına gömülmüş. Mezarlığın yeni kısmı ise 1900 yılında baraj duvarlarının diğer tarafına inşa edilmiş. 1935 yılında baraj duvarlarının güçlendirilmesi çalışmaları sırasında mezarlığa taştan bir çevre duvarı ve ''Diriliş Kilisesi'' adında küçük bir ibadet yeri (Şapel) yaptırılmış. İsimsizler Mezarlığı'nın yeni bölümünde 1900-1940 yılları arasında toplam 104 ceset gömülmüştür. Bunlardan yalnızca 43'ünün kimliği belirlenebilmiştir.

İsimsizler Mezarlığı'ndaki Diriliş Kilisesi (Şapel): 1939 yılında bu bölgede Albern limanı ve tahıl siloları inşa edilmiş. Yeni liman yönetmeliği Tuna Nehri'ndeki suyun akış koşullarını da değiştirdi. O zamandan beri bu noktaya neredeyse hiç bir ceset ulaşmamış.. Gerçi tespit ediseydi bile, bu cesetler Viyana Merkez Mezarlığı'na gömülecekti. Resmi kaynaklara göre isimsizler mezarlığındaki son cenaze töreni 1940 yılında gerçekleşti. Şu anda kullanılmayan ''İsimsizler Mezarlığı'' 'nın bakımı artık Viyana Limanı ve Viyana Belediyesi tarafından yapılmaktadır. Gönüllü mezar kazıcı Josef Fuchs, mezarlığın tarihi ve korunmasıyla ayrılmaz bir şekilde bağlantılı olmuş: Fuchs; mezarlığa büyük bir özenle bakmış ve 1939'a kadar nehirden gelen isimleri tespit edilemeyen cesetleri gömmüş. Fuchs, emekli olduktan sonra bile 1996 baharında, 90 yaşında ölene kadar mezarlara bakmaya devam etmiştir. Yorulmak bilmeyen çalışması nedeniyle Josef Fuchs, Viyana Eyaleti tarafından Altın Liyakat Madalyası ile onurlandırıldı. Diriliş Kilisesi'ndeki bir anma plaketi de eski mezar kazıcısını anmaktadır. Fuchs; ayrıca mezarlığın adının aksine, ölülerin çoğunun tamamen isimsiz kalmamasını da sağlamıştır. Tuna Nehri'nden bir ceset çıkarıldığında, Josef Fuchs onu hemen araştırmaya başlardı. Fuchs, kendi gömdüğü cesetlerin biri hariç hepsini teşhis edebilmiştir.

Her sene anma töreni yapılıyor.; Tuna Nehri kurbanları ve İsimsizler Mezarlığı'nda ölenler her yıl anılmaktadır. Azizler Günü'nden (Allerheiligen) sonraki ilk Pazar günü öğleden sonra, Albern balıkçılık derneğinin üyeleri, çelenkler, çiçekler ve yanan mumlarla süsleyerek inşa ettikleri tahdadan bir salı suya indirmek için bir araya gelirler. Salın üzerinde "Tuna Nehri'nin kurbanlarına" yazan sembolik bir mezar taşı konur ve Almanca, Çekçe ve Macarca yazılmış salı nehirin akışına doğru basitçe iterler. Anma törenine katılanlar daha sonra bir müzik grubu eşliğinde Tuna Nehri kıyılarına doğru hareket ederler. Balıkçılar, Tuna Nehri'nin isimsiz kurbanlarının anısına, tahta salı nehrin kenarına getirerek suyun akışına teslim ederler. Bu sallardan bazılarının ise parçalanıncaya kadar, çok uzaklara doğru sürüklendiği, hüzünlü bir şekilde izlenir ve anlatılır.

Sevgi ve saygılarımla. Viyana. 15.05.2024.mk.