Memnuniyetsizlik ve Değişim Talebi Seçimi Belirledi
Seçmenler arasında yapılan bir ankete göre, katılımcıların yüzde 57’si Avusturya’nın 2019’dan bu yana kötüye gittiğini düşünüyor. Bu oran, bir önceki Ulusal Meclis seçimlerine kıyasla neredeyse iki katına çıkmış durumda. Ülkenin olumsuz bir yöne gittiğini belirten seçmenlerin büyük bir kısmı FPÖ’ye oy verdi. Özellikle FPÖ seçmenlerinin yüzde 80’i, ülkenin ciddi bir kötüleşme içinde olduğunu ifade etti. Genel olarak, hükümetin performansından memnun olmayan seçmenlerin oranı yüzde 60’ı buluyor.
FPÖ’nün Yükselişi
FPÖ, seçimlerde halkın memnuniyetsizliğini ve değişim isteğini en iyi değerlendiren parti oldu. Ülkenin kötüye gittiğini düşünenlerin yüzde 42’si ve hükümetten memnun olmayanların yüzde 44’ü FPÖ’yü tercih etti. Partinin seçim kampanyasında göçmenlik, artan hayat pahalılığı, güvenlik ve suç gibi konular ön plandaydı. Bu konular, seçmenlerin partiye olan ilgisini artırdı ve FPÖ’ye seçimde önemli bir avantaj sağladı.
ÖVP ve SPÖ Seçmenlerinin Farklı Motivasyonları
ÖVP seçmenleri, hükümetin performansından genel olarak memnun görünüyordu. Ankete katılanların yüzde 70’i, ÖVP’nin bugüne kadar yaptıklarını beğendiklerini ve bu yüzden oy verdiklerini belirtti. ÖVP seçmenlerinin en çok üzerinde durduğu konular ise göçmenlik, sağlık ve demokrasi oldu. Özellikle uzun yıllardır ÖVP’yi destekleyen seçmenler, partiye olan sadakatleri nedeniyle de oylarını korudu.
SPÖ seçmenleri ise hükümetin performansını genellikle olumsuz değerlendiriyor. Ankete katılan SPÖ seçmenlerinin yüzde 70’i hükümeti başarısız buluyor. En önemli oy verme motivasyonları, parti politikaları ve SPÖ’nün sosyal adalet temelli programları oldu. SPÖ seçmenleri arasında en çok tartışılan konular, hayat pahalılığı, gelir eşitsizliği ve sağlık hizmetleriydi.
NEOS ve Yeşiller: Geniş Bir Konu Yelpazesi
NEOS seçmenleri, özellikle ekonomi, eğitim ve demokrasi gibi konulara ağırlık verdi. Seçmenlerin yüzde 46’sı, partinin içeriklerine dayanarak oy verdiğini belirtti. NEOS ayrıca, güvenlik, savaş, çevre ve sağlık gibi konular üzerine de yoğun bir kampanya yürüttü.
Yeşiller Partisi seçmenleri arasında ise çevre ve iklim koruma başlıca meselelerdi. Seçmenlerin yüzde 60’ı partinin politikalarını en önemli oy verme nedeni olarak gösterdi. Özellikle çevre koruma, sel felaketleri ve iklim değişikliği ile ilgili konular üzerine yoğun bir seçim dönemi geçiren Yeşiller, bu konulara duyarlı seçmenler tarafından desteklendi.
Parlamento ve Partilere Yönelik Artan Eleştiriler
2019 seçimlerine kıyasla, parlamento ve partilere yönelik eleştiriler de ciddi şekilde arttı. Ankete katılanların yüzde 33’ü, partilerin sadece seçmenlerin oylarını almakla ilgilendiğini ve halkın taleplerine yeterince önem vermediklerini düşünüyor. Ancak buna rağmen, halkın demokrasiye olan bağlılığı güçlü kalmaya devam ediyor. Katılımcıların yüzde 90’ı, demokrasinin en iyi yönetim şekli olduğuna inandığını belirtti.
Hangi Partiler Hükümette Olmalı?
Ankete göre, seçmenlerin yüzde 60’ı ÖVP’nin, yüzde 48’i ise SPÖ’nün yeni hükümette yer almasını istiyor. FPÖ yüzde 37, NEOS yüzde 33 ve Yeşiller yüzde 27 ile hükümete katılması istenen diğer partiler oldu. Ancak hükümetin nasıl bir koalisyonla kurulacağı konusunda seçmenler arasında farklı görüşler var.
FPÖ seçmenleri ağırlıklı olarak ÖVP ile koalisyonu destekliyor (%60). ÖVP seçmenleri ise NEOS (%40) ve SPÖ (%39) ile koalisyonu daha çok tercih ediyor. SPÖ seçmenleri arasında ise ÖVP (%46) ile koalisyon kurulması en çok desteklenen seçenek.
Seçmen Davranışında Yaş ve Eğitim Farklılıkları
Foresight anketine göre, yaş ve eğitim düzeyi de seçim tercihlerinde önemli bir rol oynadı. 60 yaş ve üzeri seçmenler arasında ÖVP ve SPÖ daha güçlü destek bulurken, genç seçmenler (34 yaş altı) NEOS ve Yeşiller’i tercih etti. FPÖ, 35-59 yaş aralığında en güçlü desteği aldı. Eğitim düzeyine göre de önemli farklılıklar gözlemlendi; lise ve üniversite mezunları arasında Yeşiller, NEOS ve ÖVP daha yüksek oranda destek buldu. Eğer sadece emekliler oy kullanmış olsaydı, ÖVP yüzde 39 ile birinci parti olacaktı.
Sonuç olarak, bu seçim, halkın memnuniyetsizliğinin, değişim talebinin ve partilerin içerik odaklı kampanyalarının belirleyici olduğu bir yarış olarak öne çıktı. Özellikle FPÖ, bu duyguyu en iyi değerlendiren parti olarak önemli bir başarı elde etti.