Avusturya özelinde, bu süreçte dört kişi polis silah kullanımı sonucu hayatını kaybetti. Aynı dönemde beş kişi ise gözaltında yaşamını yitirdi. Bu tür olayların detaylarına dair veri paylaşımı, birçok ülkede sınırlı kalmakta, dolayısıyla sayılar gerçek ölü sayısının altında olabilir.

Avusturya’daki Polis Müdahalesi Kaynaklı Ölüm Vakaları

Avusturya’da polis gözetiminde veya polis müdahalesi sırasında hayatını kaybeden kişi sayısı resmi kayıtlara göre düşük seviyelerde. Ülkede 2020-2022 arasında toplamda on bir kişi polis gözetiminde hayatını kaybederken, bu kişilerin ölüm sebebinin doğrudan polis müdahalesiyle ilişkili olmadığı belirtiliyor. Fakat, kamuoyunda bu vakaların şeffaf bir şekilde araştırılmasına yönelik çağrılar artıyor.

Ölüm Vakalarının AB Genelindeki Durumu

Araştırmaya göre, AB'de en çok ölüm vakası Fransa’da kaydedildi. 2020-2022 arasında Fransa’da 107 kişi polisle temas sırasında öldü. Almanya’da ise bu sayı 60 olarak belirlendi. İrlanda ise nüfusa oranla en yüksek ölüm oranına sahip ülke olarak öne çıkıyor; burada her 100.000 kişide 1.34 ölüm gerçekleşiyor. Birçok ülkede, özellikle göçmen ve psikolojik rahatsızlıkları olan bireylerin bu tür vakalarda daha fazla etkilendiği görülüyor.

Psikolojik Rahatsızlıklar ve Göçmenlerin Durumu

Polis müdahalesine bağlı ölüm vakalarında ölen kişilerin önemli bir kısmı, psikolojik rahatsızlıkları olan bireylerden oluşuyor. Örneğin, Hollanda’da 2018 yılında polis müdahalesi sırasında ölen Suriyeli mülteci Yazan Al Madani, gerektiği gibi psikolojik destek alamamış ve kendisine yönelik şiddetli müdahale, hayatını kaybetmesine yol açmıştı. Fransa, İspanya ve İrlanda gibi ülkelerde de bu tür vakalarda benzer bir eğilim görülüyor.

Şeffaflık ve Hukuki Sorumluluk Eksikliği

Avrupa genelinde bu tür vakaların sayısı arttıkça, verilerin şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmaması eleştiriliyor. BM'nin 2023 yılında yaptığı çağrıyla birlikte ülkelerden bu tür vakaların bağımsız birimlerce incelenmesi ve kamuoyuna açık raporlanması talep edildi. Ancak, çoğu AB ülkesinde henüz bu talepler tam anlamıyla karşılanabilmiş değil.

AB üye ülkeleri arasında ortak bir veri toplama ve tanımlama standardının bulunmaması, ölüm vakalarının etkin bir şekilde incelenmesini engelliyor. Ülkeler arasında veri paylaşımı ve hukuki süreçlerdeki farklılıklar, polisin yetki sınırları konusunda tartışmalara neden oluyor.